ERZURUM'UN KÖŞE TAŞLARI

Köşe taşları deyince hemen meşhur Erzurumluları burada sayacağım aklınıza gelmesin. Gerçek şu ki; onlardan da bahsedeceğim. Fakat öyle çaplı bir araştırma gerektiren bir konuda bizim yazacaklarımız devede kulak misali kalır. Peki, biz hangi yönüyle veya hangi köşe taşlarından bahsedeceğiz. Başlayalım efendim.

Eski Erzurum mahallelerinde sokaklarda tek sıralı eski evlerin köşe taraflarında yere sedir gibi konulmuş taşlar olurdu. Mesela çırçır mahallesinde bizim ve komşu evlerin bazılarının kapsının önünde, duvara bitişik, yerden 40 - 50 cm. yükseklikte yekpare, bir veya birkaç sıralı dizili taşlar vardı. Bu taşlarda o evin büyükleri boş vakitlerinde, tabi özellikle de mevsimin müsait olduğu zamanlarda otururlardı. Bu kişiler mahallenin sayıp sevdiği kişilerdi. Mahallenin büyükleriydiler. Onlardan boş kalan zamanlarda gençler, hatta çocuklar dahi sahiplenirlerdi bu taşları. Günümüz tabiri ile bir nevi bank yahut şezlong görevi üstlenirdi bu taşlar. Büyükler oturdukları zamanlarda, taşın üstüne hatırı sayılır bir yün minder koymayı ihmal etmezlerdi. Eğer sokakta semaver çayı da demlenmişse artık açık büfe misali, yoldan geçen selam veren herkese sınırsız çay ikramı yapılırdı. Köşe taşlarına oturan büyükler aynı zamanda mahallenin kanaat önderiydiler diyebiliriz. Bir müşkülatı olan, akıl danışmak, hatta rüyasını tabir ettirmek isteyenler için bir başvuru merkezi gibiydiler.

Köşe taşları eski Erzurum evlerinin yan yana iki duvarı birbirine bağlayan geometrik biçimli, sağlam kesme taşlara da denirdi. Bu taşlardan biri kaydı mı o evin insicamı bozulurdu. Dolayısı ile köşe taşı kayan bir ev artık oturulur olmaktan çıkardı. Bu kavram gerçek manasında böyle olsa da, mahallede vefat eden büyükler vefat ettiklerinde o mahallede bir köşe taşı kaymış sayılırdı. Hatta bu vefat eden kişinin ilim, irfanına göre şehre mal edilir, bazen “ Şehrin köşe taşlarından biri daha kaydı “ denilirdi.

Bizim mahallenin 1970’lerin köşe taşlarından birkaç isim olarak;  İlyas Emi, Talip emi, Necmi emi ve babam Osman Korucu’yu sayabiliriz. Muhakkak ki; her mahallenin böyle ismi ve namı hala konuşulan mühim kişileri vardı. Yazımızın başında da dediğimiz gibi bu konu başlı başına bir araştırmaya ihtiyaç duyar. Meseleyi halk ve şehir bilimcilerine havale ederek biz yazımıza devam edelim. 

Köşe taşları sadece şehirdeki mahallerde değil; ilçelerde, nahiyelerde, köylerde de yaşardı. Misal olarak Şenkaya’da Hüseyin KÖYCÜ’yü,  Hasankale’de İbrahim Hakkı Hz.lerini, Alvar İmamı Muhammed Lütfi Efendiyi anabiliriz. Bu yazıyı okurken eminim sizinde kafanızdan ve gönlünüzden nice isimler geçiyordur. Dileğimiz şudur ki biz bir giriş yapmış olduk, devamını hep birlikte getirelim.

Sözü nerden nereye getirdik. Köşe taşları mahalle kültürümüzün ve eski mimarimizin olmazsa olmazlarıydılar. Onlar sadece kaymakla kalmadılar, tep yekûn maddi âlemden kayboldular dersek abartmış mı oluruz acaba?

Sonsöz olarak; İçten içe kent şehrini, şehir irfanını arıyor. Şimdi taşın kültürümüzde ve irfanımızda yerini yazacak olursak sanırım işin içinden iyice çıkamaz hale geliriz. Siz taşı bir yana bırakın biz:  Vatanın bir tek çakıl taşını bile feda etmeyen bir milletin efradıyız.

Ebediyete göçmüş tüm “ Köşe taşlarını “ rahmetle anıyoruz. 

Nizamettin KORUCU -  20 Eylül 2016 - Erzurum

Paylaş