Ilıca'da Gelin Geldi'ye Giderken

Bu Pazar ikindiden sonra Ilıca TOKİ konutlarından başlayan yürüyüşüme Gelin Geldi ziyaretinde mola verdim.

Aşkale yolu üzerinde ana yoldan sakin ve hafif esen rüzgar ile hem bir spor hem bir dinlenme, hem bir memleket gezisi niteliğinde izlenimlerimi,  intibalarımı siz okuyucularımla paylaşmak istiyorum. Ağustos sıcağında ferah bir açık alan, yolun sağ kaldırımında yürüyorum. Yolun sağ tarafı Ilıcanın eski yerleşim alanıyla kaplı. Sol tarafında ise yeni kaymakamlık binası, biraz daha arka tarafta yeni yapılan TOKİ konutları var. Biraz daha ileride yol boyunca askeri saha yer alıyor.

Yola koyulduğum nokta Ilıca deresi Pulur çayı oluyor. Bu ay mevsim itibarı ile suyu azalmış. Derenin içi her türlü atıklarla berbat durumdadır. Kuzeye doğru dere içinde halı yıkayan kadınlar ve çocuklar görülüyor. O noktadan sonra su tamamen bulanıyor ve ilerleyen noktalarda tekrar duruluyor. Suya gelen yerli ve göçmen kuşları görüyorum. Renkli irili ufaklı kuş türlerinin çoğunluğunu yabani güvercinler oluşturuyor.

Bu dereyi Aziziye Belediyesi öncülüğünde gönüllüler gurubu kurarak temizleyelim. Belediyelerimizin kent konseyleri var. Bu konseyleri Gönüllüler Konseyleri yapısına çevirmeliyiz. Böylece daha İşlerliği ve işlevi olan birer hale getirebiliriz bu konseyleri.

Başta kendim Pazar günlerimi Aziziye ilçesi Ilıca Beldesinin gönüllüsü olarak çevre temizliği, tanzimi, ağaçlandırma ve diğer amme hizmetlerine talip, istekli olduğumu buradan belirtiyorum. Bundan elbette maddi hiçbir beklenti olmamalıdır. Adı üstünde Çevre ve Kent Gönüllüleri Gurubu, bu oluşumun yapılandırılmasını bir vatandaş olarak başta Büyükşehir Belediyesine ve diğer alt kademe Belediyelere teklif ediyorum.

Yazımızın başında “ Gelin Geldi “ dedik konuya ise hala gelemedik. Bu güzel ve folklorumuzda önemli mühim yeri olan mekâna gelene kadar gördüğüm temaşa ettiğim izlediğim diğer birkaç güzellikten de kısaca söz etmek bahsetmek istiyorum.  Şeker fabrikasına varmadan karşılaştığım Atatürk Anıt Parkına gözüm ilişti. Bu parkta iki anıt dikkate şayandı. Bilgilerim dâhilinde bildiğim kadarıyla burada Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü Ilıcalılar karşılamışlardı. Bunu temsil eden iki anıt, Anıtlardan birinde Kazım Karabekir Paşa’nın heykeli yer alıyor.  Bu açık sahanın alanın arka tarafına döndüğümde, içeri geçiş veren merdivenler, merdivenlerin başında da bir büyük Şehitlik levhası yer alıyor. Burasının aynı zamanda Şehitlik olduğunu anlıyorum. Yalnız oldukça sakin, ziyaretçisiz, kimseler yok. Hâlbuki mevsimlerden yaz aylardan ağustos günlerden pazardı. Buraya birçok yerli ve yabancı ziyaretçi gelmeli idi. Şimdi Aziziye Belediyesine bir görev daha düşüyor. Buraları yeterince tanıtmalı bu işi de yazımızda belirttiğimiz gönüllüler gurubu konseyine verebilirler.

Bu sahaya gelene kadar ki ( Şeker Fabrikası Yolu )sağ kaldırım yürüyüş yolu yapabilir ve yola bakan tarafa sıralı ağaçlar dikilebilir.  İşte sağlıklı ve huzurlu bireyler ve fertler için bir imkân bir fırsat daha olduğunun idrakine varıyorum.  

Yola devam ediyorum. Ayaklarım beni sola doğru götürüyor. Aklımda Gelin Geldi’ye gitmek var ama yolunu tam bilmiyorum. Yürümeye devam ediyorum. Tek katlı muhteşem güzellikte bahçeleri olan evler gözlerimi dolduruyor. Bu evleri itiraf etmeliyim ki en son sanırım lise yıllarında görmüştüm. Yani yaklaşık otuz sene önce. Bu evlerin olanca güzellikleriyle bu günlere kalması yaşıyor olmalarına çok sevindim, mutlu oldum. Dokuz yıldır sakini olduğum Ilıca’da bu sokakları gezmediğime hayıflandım.

Karşıdan gelen iki gence Gelin Geldi nerede diye soruyorum: Birisi - Biz yabancıyız bilmiyoruz derken öbürü hemen atıldı – Abi az ileride dedi. Az işleyen bir yoldan ilerlerken sağ tarafta mucur kırık taş yığınlarının olduğu alanı geçiyorum. Karşıma tren istasyonunun küçük eski tarz hoş bir yapı olan bekleme binası çıkıyor, hemen sol yanında  yeni yapıldığı belli olan bir çeşme var. Çeşmenin yanı başında demir parmaklıklarla çevrilmiş Gelin Geldi mekanına ziyaret yerine ulaşıyorum. Gelin Geldi nedir diyenler kitaplardan, internetten ve yaşı altmışın üzerindeki Erzurumlu, özellikle de Ilıcalı büyüklerinden öğrenebilirler.

Vakit akşama yakın. Havada tatlı bir serinlik var. Benden başka biraz uzakta hayvanlarını otlatan bir kişi ve yanı başımdan selam vererek geçen iki insandan başka kimsecikler yok.

Saklı değerlerimizden bir yer. Burayı da Aziziye Belediyesine Belediye başkanı Muhammet Orhan Beye duyuruyorum. Bu ziyaretgâhın halkımız içinde çok mühim önemli bir değeri var. Yeni nesillere tanıtılsın. Çevresi temizlensin, düzenlemesi yapılsın, ağaçlandırılsın. İnsanların çevrede dinlenebilecekleri yerler yapılsın. Koruma güvenlik görevlisi olan, çöp bidonları olan ve hepsinden önemlisi çevreye tarihi dokuya titizlikle uyulan çalışmalar yapılsın. Bunda da yine eğer kurulursa ki; kurulması elzem lazım gerekli olan Kent, şehir çevre gönüllüleri gurubundan yararlanılsın.

Saygı ile arz ederim.

Son not: Bu gün fotoğraf makineni yanıma almadığıma da ayrıca üzüldüm, hayıflandım diyerek sözlerimi noktalıyorum.

24,08,2014 – Ilıca – Aziziye - Erzurum

Paylaş