Erzurum İçin Bir Durum Değerlendirmesi

Şehre gelen idareciler bir heves ve gayretle işe başlıyorlar.  Lakin biraz

zaman geçtikten sonra Erzurum’u saran bana necilik, umursamazlık, yerel

yönetimlerin istişare ve ön araştırmalardan uzak çalışmaları, aydınların

bölünmüşlüğü, basının şehir problemlerine ilgisizliği zamanla onları da

etkiliyor. Sonra rutin görevlerini sürdürmekle yetiniyorlar. Yani açılışlar,

tanışmalar, davetler, törenlerle, plaketleşmelerle görev sürelerinin sonu

geliyor, atanıp şehrimize veda edip gidiyorlar.

Şehir fikir platformlarından yoksundur. Problemler kulislerde konuşuluyor,

tartışılıyor bulardan bir karara bağlanan, icraata konulan, harekete dönüşen

 

sonuçlar çıkmıyor.

Özellikle imar ve kentleşme alanında  ve şehrin geleceğini etkileyen bir

çok önemli adımlar adeta oldu bitti içinde cereyan ediyor.

Son yıllarda şehirde hızlı bir değişim yaşanıyor. Bunun olumlu veya olumlu

imiş gibi gösterilmeye çalışılan yönleri yerel medyada verilen beyanatlarla

reklamlarla haberlerle dile getirilirken şehrin mühim kayıpları, işin olumsuz

yanları bir iki köşe yazarını satırlarında kaybolup gidiyor.

Sosyal medyada günübirlik bir çok önemli mesele dile getirilse de hak ettiği

yankıyı bulmuyor,  iş ya mizaha ya anlamsız tartışmalara dönüşüyor. Kısa

zaman içerisinde de bir sürü boş paylaşımların arasında burada da kaybolup

gidiyor.

Şu an geldiğimiz yer kısaca şudur.

  1.  
  2.  

ailece oturabileceği parklar, bahçeler tükenme noktasına gelmiştir.

  1.  

zarar görmüştür. Şehrin içinde ve çevre köylerindeki Kaplıcalar, gözeler, şifalı

sular, meşhur çeşmeler ağır yara almıştır. Hayat kaynağı sularımız incelenmeye

ihtiyaç duyulan  bir mesele haline gelmiştir.

  1.  

zararlar söz konusudur. Bu konuda eserlerin civarlarında yaşayan

vatandaşlarla görüşülürse, araştırılırsa, eserlerin önceki halleri ile mukayese

edilirse olayın vahameti daha iyi anlaşılacaktır.

  1.  

tarım arazilerimize yine beton binalar yapılması suretiyle büyük zararlar 

veriverilmiştir. Bölgede yaşayan zengin kuş çeşitliliğimiz, bitki örtümüz heba

edilmekte adeta bir tabiat kıyımı yaşanmaktadır. Bugün değerlendirilememiş

olması yok edilmesi için ilkel bir sebep olmaz mı? Bu alanların büyük bir

bölümünün Başbakanlık Sulak Tarım Arazileri Koruma Komisyonu tarafından

korunmaya alındığını hatırlatıyoruz.

Nereye Gidiyoruz?

  1.  

şehirden bir tek mahalle dahi kalmayacaktır.

  1.  

insanları yalnızlaşan, komşuluk ve millet birliği zayıflayan bireyler topluluğuna

dönüşen bir kent meydana gelecektir. Kavgalar, sürtüşmeler, cinnet olayları ve

aile dramları, hastalıklar hızla artacak şehir yaşanmaz bir hal alacaktır.

  1.  

yok edildiği için, bir çok köy kasaba ismi yanlış değiştirildiği için gençler ve

çocuklar köklerine yabancı yetişecekler, toplum kontrolü zor kitleler haline dönüşecektir.

  1.  

babalarına, büyük sermayeli şirketlerin eline düşecek, insanlar bunların

kurdukları şirketlerde adeta modern birer köle gibi çalıştırılacaktır.

Meseleler tabi bu kadarla bitmiyor. Gerisini sizler düşünün.

Çare:

  1.  

değil, şehrin problemlerine vakıf, bunları kendine dert edinmiş ve bu dertleri

yaşayan her vatandaş davet edilmelidir.

  1.  

üniversiteye kadar bütün eğitim sahasında kompozisyon yarışmaları

düzenlenmelidir. Gençlerimiz ve çocuklarımız arasında beyin fırtınası oluşturması

  •  
  •  

başkanlığında bir komisyon kurulmalıdır.

  1.  

faydalanılması için araştırma ve geliştirme ekipleri lokal ve sabit çalışma gurupları

  •  
  •  

dikkatle incelenmelidir. Gerekli adımlar titizlikle atılmalıdır.

  1.  

yerlerine vatandaşların görüşlerini dile getirecekleri internet siteleri, telefon

numaraları, mektup adresleri, posta kutuları konulmalıdır. En mühim fikirlerin

kimden çıkacağı bilinmez. 

06,006,09,2013

Paylaş