Erzurum ve Semaver
SEMAVER
Her evin bir semaveri vardır. Her sokakta baharla birlikte semaverler sabahın erken saatlerinde yakılırdı. Ev halkı bahçelerinde, yada tıhıçlı kapıların avlusunda sabah kahvaltılarını semaverde demlenen çaylarla yapardı. Semaver çayı soğutmaz, her dem sıcak olur, insanları birbirine yakın tutardı. Yaz aylarında evlerin toprak damlarında da sofra bezi serilir, semaverle kurulurdu. Rüzgar hafif ve serin eserken levüş, levüş parlayan cam bardaklar, desenli porselen tabaklarında içinin çay kokan sıcak çaylarla sabırsızlıkla dolmasını beklerdi. Komşudan gelen tandır ekmeği, tuluğta göğermiş peynir, haşlanmış patates, kırılmış Erzurum şekeri ve sofranın etrafına minderlerle huzurla kümelenmiş ev halkı birlikte yerdiler, içerdiler.
Hanımlar ev hanımıydı. İş güç, para kazanmak erkeğin sorumluluğun da idi Kiracılık derdi yerli ahalide yoktu, herkesin iyi kötü iki göz bir yuvası vardı. Bir evde gelin kaynana, torunlar, kayın biraderler, görümceler birlikte yaşardı. Öğlenden sonraları bir iki komşu kadın bir araya gelir, pişirilecek şeyleri aralarında bölüştürür kıra giderlerdi.
Şehrin merkezinde her üç beş mahallenin ortak bir kır yeri vardı. Bizim mahallenin kadınları o zamanki adıyla Sigorta Hastanesi, şimdiki adıyla Palandöken Hastanesinin karşısındaki fidanlığa giderlerdi. Fidanlığa genellikle Muratpaşa Mahallesi, Dere Mahallesi, Köşk Mahallesi ve Çırçır Mahallesi sakinleri gelirdi. Küçük çocuklar minderleri, sergileri alır, büyükler fileleri, çantaları yüklenir fidanlığın yoluna koyulurlardı. Çocukların içinde bir iki tane erkek çocuk ta kafilenin herifliğini üstlenirdi. Tabi semaveri taşımak onuru da onlara aitti. Fidanlıkta her zaman oturulacak, yeşil, ağaç gölgelikli bir yer mutlaka bulunurdu. Kalabalık gidilmişse ikiye üçe ayrılırdı insanlar. Gündüz vakti olduğu için erkekler işte idi ve ağaçlar arasına bezler çekilmezdi. Hemen küçük kızlar için birbirine yakın iki ağacın arasına getirdikleri çamaşır ipleri ile salıncaklar kurulurdu. Hanımlar semaveri hazırlardı. Küçük erkek çocuklar semaver de yakmak için bahçede çalı çırpı toplardı. Gaz ocağının üstünde bulgur pilavı demini alırken, haşlanmış patatesler ve yumurtalar itina ile soyulurdu. Bahçeli olan bir evden gelen taze yeşil soğanlar, ince ince doğranırdı. Bu ziyafetten kuşlar, böcekler, tavuklar, horozlar, kediler herkes nasibini alırdı. Cümle nebatat ve hayvanat bu insanlarla barışıktı. Gözle görünmez gönül dili ile herkes gül gibi geçinir giderdi. Bazen salıncak yeri hususunda ufak tefek anlaşmazlıklar yaşansa da, büyükler meseleyi çocuklar arasında dayanışma ruhunu harekete geçirerek hemencecik çözü verirdiler.

Tadı karpuz tadan, iri siyah çekirdekli, şeker gibi kıpkırmızı karpuz kesildiğinde herkese bir dilim düşerdi. Karpuz dilimleri kabuğunun beyazına kadar sağlam dişli çocuklar tarafından kazınırdı. Arta kalan kabukları malı davarı olanlar torbalarına koyardı Kıra giden kadınlarda zenginle orta halliyi ayırt eden tek şey takılarıydı ki; çoğu zaman imrenme olmasın diye zengin kızlar, gelinler takılarını takmadan gelirlerdi kır yerine. Lakin her hanenin baş hanımı, anası, paşası Erzurum burmalarını takmaktan vazgeçmezlerdi. Çünkü hepsinde kalın yada ince bütün hanımların bileğinde bir çift yada tek burması olurdu. Kır ikindi güneşinin yavaş yavaş ufuğa çekilmeye başlamasıyla sonlanırdı. Hoş bir toparlanma telaşası alırdı herkesi. Tabiat ile ahenkli paylaşım sonucu geriye pek artık kalmazdı. Lakin yine de yumurta, sımışka kabukları ve buna benzer ufak tefek çöp artıkları titizlikle yerlerden toplanırdı Gün batmadan bütün mahalle ahalisi neşe içinde evin yolunu tutardı.
E şimdi sıra akşam çayında değil mi? Bu işi de işten eve dönen evin reisi üstlenirdi. Yorgun argın evine dönen erkeğin semaverle uğraşması onu dinlendirirdi. Semaver başı sohbetler kurulurdu. Genç erkek çocuklar söze karışmadan bu lezzeti hazla seyrederler, kendilerine bir iş verilmesini beklerlerdi. Bu arada nahır dönmüş, hayvanlar da ahırlarının yolunu tutmuştu. Gökte kuş sürüleri bölük, bölük yuvalarına dönüyordu. Yazıcı, Çukur çeşme, Recep ağa, Muratppaşa çeşmelerinden sular bakır kaplarla taşınmış, kurunlara doldurulmuştu. Evlerin erzağı mendiller yahut fileler içinde taşınmış, yarının hazırlığı çoktan görülmüştü. Akşamın 19.00 haberleri camı açık bir evden topluca dinlenirken, kıtlama semaver çaylarıyla muhabbet gittikçe koyulaşıyordu.
Nizamettin KORUCU / Erzurum - 2 Nisan 2016